Blogger Template by Blogcrowds

.

sana budduam

sana bedduam ey sevdiğim
fazla fazlası için tıklayınız

hasretin bir yağmur gibi

hasretin bir yağmur gibi yağoyor içime....
daha fazlası için tıklaynız

Yalan söyle bana


Hadi!..
Bana yalan söyle son bir kez daha…
Hadi utanma!
Bir yalan söyle bana…

Seni seviyorum de mesela.
Mesela beni sevdiğini haykır dünyaya…
Son bir kez evet son kez yalan söyle bana!

Hadi sevgili!
Hadi susma…
Susma da konuş!
İhtiyacım var yalanlarına.
Susma konuş Allah aşkına.
Son bir kez…
Son kez, bir yalan söyle bana!
Yeniden, tıpkı eskisi gibi yalan.
Sadece yalan söylesin dilin umarsızca…

Hadi!
Susma…
Bak konuş diyor yüreğim ilk kez sana.
Bir tane…
Tek bir tane daha yalan söyle bana!

Tüm yalanlarının üzerine yüreğin; tek bir yalan daha eklesin anlamsızlığın(m)a…
Anlamsızlığımıza…
Bize…
Bana ve sana…
devamı için tıklayınız

Hani en olmadık an da gelir ya aklınıza.Hiç hatırlamak istemediğiniz....

Bir şarkı duyduğunuz da geçmişe dair gözleriniz dolar ya bazen...

Boğulur sanırsınız bir an...Her şey üzerinize gelmeye başlar...

Bir yerlere sığdıramazsınız kendinizi...

Nefes alışlarınız sıklaşır...

Sebebini bilmediğiniz ağlama krizlerine tutulursunuz...

Kalbiniz acır...


Herşeyi o an için dondurmak istersiniz...

Hayatı...Acıyı...Kederleri...Özlemeyi...

Artık ne evinize sığıyorsunuzdur ne de yüreğinize...

Gece gündüz birbirine karışmıştır...

İkisi de aynı sonuçta diye geçirirsiniz içinizden...Ne farkı var ki...

Sürekli bir uyku halinde dolanır durursunuz...

Tüm vücudunuz size ait değildir artık...

Beyninize bile komut veremez,hükmedemez olursunuz...

Bir yastık edinirsiniz kendinize...Bir bakmışsınız ayrılmaz ikili oluvermişsiniz...

Uyku değil belki bu..!
devamı için tıkla


Yaklaşıyor sonbahar
Ölümün adı dokunuyor dudak uçlarıma
Yeşil bir sis
Karanlığımı bölüyor
Ve bir ses;
“hadi öl!” diyor



Alnıma düşen çizgilerin
Parantez içlerine mahsur kalıyor hayat



Asfalt çizgilerinde kayıplığım artıyor
Sokaklar büyüyor adımlarımda

devamı için tıklayınız


Kara çalınmış günlerin ertesinde, ellerinde güneşlerle gelen yar!
Huzuru içirdiğin yüreğim şimdi hüznü içiyor ellerinden, bilesin!



Yüreğine kanatlanan yüreğin kanadı kırıldı, kanıyor.
Göğe uçurduğum umutlarım vuruldu bir bir
Hüzün ki, yokluğuna katık ettiğim,
Yine dolandı eteğime, peşimi bırakmıyor.

devamı için tıkla

EY YAR!


Ama sen ne olur görme düşü-şü-mü... Zaten yüz çevirmişken varlığıma, zahmete değmesin sesin. Sesi nefesim olan yarim... Şimdi boğulmayı da öğrenmeli çaresizliğim...

Kaçmazdım öyle Ölüme yakışan baykuş sesinde. Bedelini ödediğim o kadar yokluk varken Ey yar bilirsin İstanbul gibi zordu yıkılışım... Oysa şimdi yüreğim Filistin ellerinde...


Şimdi ellerimi yakasım geliyor kalem tutmasın diye... En iyi orduların bütün harfleri üstüme geliyor. Geceysem, Günün yarısına adanmışsa adım herşey yarım olmak, yarım başlamak ve yarım kalmak zorundamıydı... Kaptan sesin yakışır bu gece intiharıma...

Fikre zarar cümleler duydum güzel dudaklardan. Şimdi kan damlar dişlerimden... İplik büklüm olsun yağsız kalsın boynumda. Can vermek değil can çekmek istiyor bedenim...

Adım gece diye mi bu kara yazım... Oysa telaşa gerek yoktu doğum günümde. Yusufu ziyarete gelmiştim kuyuda... Şimdi özentimidir bilmem ruhumu köle pazarlarında pazarlıksız satışa çıkarışlarım...

Ama sen ne olur görme düşü-şü-mü... Zaten yüz çevirmişken varlığıma, zahmete değmesin sesin. Sesi nefesim olan yarim... Şimdi boğulmayı da öğrenmeli çaresizliğim...


yazının devamı için tıklayınız


Nasıl mı geçiyor hayat?
Yaşadığım ve yaşadığımı sandığım hiçbir anı unutmadan... Gözyaşı damlalarından kurduğum dünyada yaşayamadığım her şeyi yaşamaya çalışarak birde... Geçmişi canlandıracak yeni sahneler hayal ederek sonra... Sakladığım tüm ağıtlarımı sunabileceğim sım sıcak bağrını açmanı bekleyerek... Kaderimin verdiklerine ve aldıklarına aldırmadan sadece senin varlığını hissetmeye devam ederek... Yeryüzünü yüreğim bilip, her yanını kanatarak ve pişman olduğum gidişimden geri dönmeye çalışarak... Öldürdüğüm herkese yeniden hayat verebilmek için durmadan nefes alarak... Sen var olduğun sürece hayatta kalacağıma yeminler ederek... Yaşamı yeniden sevebilme cesareti dileyerek... Sonunu bildiğim halde çıkmaz yollar arayarak...

Yani seninle, imkan aramakla, aşkla, mutlulukla, umutla, hayatla, samimiyetle, huzurla, merhametle, güvenerek, severek, üzülerek, gülümseyerek...
Gerçek benliğimle, sessizce çığlık çığlığa gelen sevgimin ürpertisiyle...

Gelen giden tüm günleri, tüm gel-gitlerimi, uykusuz uykularımı, güneşle kalkan bedenimin peşine düşmüş başıboş dolaşan ruhumu, sonlanmasını beklediğim savaşsız hayatımı, öldürdüğüm ölümlerimi, umutlarımla çattığım sırat köprülerimi, özleyen bir yanımla ayakta durmaya çalışarak...


Yazının devamı için tıklayınız

Yardımcı olmuyor

Yardımcı olmuyor hiç birşey seni unutmaya




Feryat

Ben giderken,
Dimdik ol diyorsun.
Eğme başını !
Söylesene,
Nasıl şahitlik eder bu gözler,
Ellerimin arasından kayıp ta gitmene?




Yaralı bir serçe bulmuştuk bir gün,
Hatırlıyor musun?
Avuçlarında, nasılda titriyordu korkudan,
Acımasına rağmen,
Nasılda çırpıyordu kanatlarını.
Bak şimdi ben çırpınıyorum avuçlarında,
Yüreğim acıyla çırpıyor kanatlarını..
Ve haykırıyor avaz avaz ..
GİTME!..
devamı için tıklayınız


Sensiz seni yaşadığım akşamları


Götürüyorum…


Hazırlığını yapıyorum günlerdir


Çıkacağım gönül yolculuğunun


Şaşırıp …üzülme sevdiğim.


Zamanın çarkında tükendi artık sabrım


Bu kez,


Ben seni bırakıp gideceğim…


Usumda asılı kalan resimleri karşılaştırmak için asıllarıyla


Şimdi daha iyi anlıyorum,


Neden bir boşlukta savrulup gider gibi olduğumu…



Yaşamımda bir kısır döngünün içine nasıl itildiğimi sevginle?


Biliyorum


Senden gidişim


Sana dönüşümün gecesine rastlayacak..


Seninde yüreğin,yüreğim gibi


Gitmekle-kalmak arası o ince çizgide olacak…..bir süre.


Boşver! …

devamı için tıklayınız

Sen uzaklardayken


Sen uzaklardayken

Ben gidişini çizdim,
Yıldızlardan aldığım beyazlarla.
Karanlığı tuval yapıp ayrılığı yok ettim.

Sen uzaklardayken
Ben şiirlerini okudum çatlamış fısıltılarla.
Bin kez dokundum yazamadıklarına
Anlamaya çalıştım anlatamadıklarını.

Sen uzaklardayken
Ben senli hayaller kurdum,
Kimsesiz çocuklardan çaldığım hayal tozları ile.
Yüzüne bakamadım ağlatırsın diye.

devamı için tıklayınız










Güneş yavaş yavaş karanlığa bırakıyor kendini Tüm kuşlar,insanlar yavaş yavaş kayboluyor Bir karanlık çöküyor ne olduğunu anlamadan Karanlığa hapsolmuş her şey ortaya çıkıyor kaçmak istercesine Karanlıkta bir aydınlık arıyorlar Gökte parlayan aya yıldıza uçuyorlar Seyre dalıyorum biranda dünyayı Yürüyorum yürüyorum yollar bitmiyor Karanlık yol vermiyor… Uzaktan çok uzaktan fesleğen kokuları geliyor Bilmediğim bir yolda duyduğum kokuya gidiyorum Korkuyorum sanki her şey üstüme geliyor Gece yol vermiyor… Güçsüz düşüyorum,ağlıyorum Durmak istemiyorum
devamı için tıklayınız

Gitmek senin yalanındı
İnanmadım!
Sensizlik diye bir şey yok
Evin bütün duvarlarını
Gözlerinin rengini boyadım...

O gün bugündür
Limon atıyorum çayıma
Sen varmışşsın gibi dolanıyorum evde
Ve inan ki elim hiç gitmiyor
Kahvaltıdan önce sigaraya...

Bütün alışkanlıkları bıraktım
Senin haricinde...
Mesala;
Sabaha olunca aynalarda,
Ve gece rüyalarımdasın...
Aynı şarkıları söylüyorum ayrılığa inat
Her daim kulağımdasın...
devamı için tıklayınız

Sevda nerdedir?


Sana çıkan yolu ben bulamadım.Özlem ne tarafa düşer?

Daha fazlası için tıklayınız

Kalbime söylemedim gittiğini


Kalbime Söylemedim gittiğini Seni hala benimle biliyor ve seviyor

daha fazlası için tıklayınız


İsyana aşeriyor yüreğim bu gece...
Yaşananlara, yaptıklarına, acıttıklarına, kanattıklarına yanıyor.


İsyana aşeriyor dilim bu gece...
Susuşlara, bitişlere, var olamayışlara çığlık atıyor.


İsyana aşeriyor gözlerim bu gece...
Dökülen yaşlarına, göremediği mutluluk tablolarına, gidişlere, yol ayrımlarına ağlıyor.



Biraz daha büyüdüm bu gece...
Yüzüme her gülenin dost olmadığını bir kez daha anladım.


Çok radikal kararlar aldım mesela. Teoride olan düşüncelerimi pratiğe geçirmeye karar verdim.


devamı için tıklayınız

Nasılsın diye sormayın bana
İyi değilim, sevdiceğim gittiğinden beri iyi değilim
Onun bir daha dönmeyeceğini anladıktan sonra hiç iyi değilim
İçimde bir üşüme var, yalnızım, sevdiceğimi özlüyorum
Ben ona gitme diyemedikten sonra iyi değilim
Ben onunla küs ayrıldıktan beri iyi değilim
Ben o elem kazayı duyduğumdan beri iyi değilim
Ben ölümünü duyduğumdan beri iyi değilim
Soğuk bir kış günüydü
Üşüyordum, fakat seni görecek olmak hafiften içimi ısıtıyordu
yazının devamı için tıklayınız

Gitme kal



Gitme,
bir güvercin sıcakLigi gibi kaL yüregimde. Ben ki sevdamı dagLi bir cicek gibi gögsümüm üstünde tasıdım hep, namusumun akında. Ne zaman gözlerine baksam beyaz beyaz güvercinLer kanat çırpar maviLere; GüLLer acar ne zaman eLLerimi uzatsam sacLarına, serin serin eser yeLLer. Bu sevdayı aLıp gitme benden, aLıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum . İcimdeki baharı öldürüp gitme. Kimsiz, kimsesiz kaLır türküLerim. Körpe bir daL gibi koparma sevincLerimi yüregimden.

yazının devamı için tıklayınız

Sen uyurken işte


SEN UYURKEN İŞTE



SAAT BİLMEM KAÇ ŞU ANDA...



DÜN GECE SEN UYURKEN BEN BU SATIRLARI TELEFONUMUN IŞIĞINDA, KULAĞIMI SAĞIR EDEN SESSİZ ÇIĞLIKLARIMLA YAZDIM.SEN UYURKEN, BEN AĞLIYORDUM. HER SAYFAYA, HER SATIRA YAŞLAR DÜŞÜYOR. BU GECE BÜTÜN GECELERDEN DAHA SICAK GELİYOR, İÇİMİ YAKIYOR, KAVURUYOR.. NE YÜZÜME VURDUĞUM SOĞUK SU NE DE BAŞKA BİŞEY SÖNDÜRMÜYOR İÇİMDEKİ YANGINI.


BİR ŞEYİ FARK ETTİM BU GECE. GÖZYAŞLARIM SOĞUK AKIYOR. OYSA BENİM BİLDİĞİM GÖZYAŞLARI SICAK SICAK İNER GÖZLERDEN YANAKLARA, ORADANDA DUDAK KENARINA TUZLU TUZLU...NEDEN DİYE DÜŞÜNDÜM. CEVABI YİNE ONLAR VERDİ BANA. " BİZ SEVİNÇ GÖZYAŞLARI DEĞİL, HÜZÜN, KIRGINLIK VE NEFRETİN GÖZYAŞLARIYIZ , O YÜZDEN BU KADAR SOĞUĞUZ VE YANAĞINDAN SÜZÜLÜRKEN CANINI YAKIYORUZ" DİYE. NEFRETİM AKMIŞ YANİ BU GECE. HEMDE BİR ZAMAN SEVGİ İÇİN AKARKEN..HEMDE BENİM SEVGİ DOLU , PIR PIR EDEN MİNİCİK SAF YÜREĞİMDEN...


YAZDIKÇA HAVA ISINIYOR SANKİ..BOĞULUYORUM..BUNALIYORUM SICAKTAN... YİNEDE YÜZÜMDEKİ SOĞUKLUK HİSSİ GİTMİYOR BU SICAĞA RAĞMEN. ELBET KIŞ GELECEK..BELKİ O ZAMAN YÜREĞİM SOĞUR, GÖZYAŞLARIM SICAK AKMAYA BAŞLAR. KİMBİLİR.... NEDEN OLMASIN...

yazının tamamı için tıkla


Ayrılık Ateşi

Sen geçmişsin


Ben seni senin sevmediğin kadar sevdim.değer verdim,
Ne buldum bir ağaç altına fırlatılan emekleri
Ben senin emeğinden daha çok emek verdim mutluluğa.
Bilemedim’ki mutluluk küsmüş bana .....
Mutluluk dalga geçer gibi bir seslenip kaçıyor.

Ben senin sevmediği kadar sevdim mutluluğu,
Mutluluk ne yaptı kaçtı gitti çok uzaklara.
Ben nelere göğüs gerebilirdim bilirmisin
Duyamazsın çünkü o göğsün altındaki yüreği sesini,
O seski hep haykırdı mutluluğa yalancısın sen diye,
Sen bilemezsin.

devamı için tıklayınız

Alışmalıyım sensizliğe


Bugün günlerden ne, zamanın neresindeyim bilmiyorum...

Az önce yağmur dindi, yavaş yavaş gece oluyor... Tam da güzün ortasında, üşüyorum bir başıma... En sevdigim mevsim, yalnızlık artık!.. İçim acıyor, Aldıgım her nefes, ok gibi saplanıp kalıyor bogazımda...

Gittin..!

sana kızmamak, ağlamamak, sarılmamak, gitme dememek için zor tuttum kendimi, sanma ki serde gurur olduğundan, Gitmeliydin..!

Bitti...

Simdi geceler nasıl geçer? En korkuncu bu benim için. Gündüz hayat var, ses, ısık, renk... Ya gece? Karanlık, ıssız, sessiz... İşe yarar mı kaçıp gitmek, ama kendinden kaçamaz ki insan... Hadi her kösesine elinin değdigi bu evi terkettim, hadi tüm yollarundan beraber geçtigimiz bu sehirden de vazgeçtim... Gözlerinden nasil geçeyim!Hatırlar mısın simdi? Sadece benim duydugum bir şiir söylerdi o gözler.

Ah sevgilim ah! Nereye giderim..? yazının devamı için tıklayınız

Sensİz YaŞanan Sevda

Gece, ışıl ışıldı gökyüzü. Önce her yıldıza senin adını verdim, yetmedi. Hiç biri senin gözlerin gibi değildi. Ben yanlız senin gözlerini yıldız bildim. Herkes altında sarhoş olacağı yıldızı araken, ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini. Her şey siyah beyazken, ben mavi bir düşte gizlendim konuk oldum uykularına, gördüğün her rüyanın içindeydim.


Gördüğün denizmiydi ben o denizin martısıydım. Bir ormanda mı yürüyordun, en ulu ağacıydım. Sen bir dağın tepesinde görürken kendini, ben doruklarında beyazlığıydım. Sonsuz hasret ateşiydim ben her gece kapında yanan. Sen bile söndüremezsin beni. Çünkü hasretin sen varken bile dinmeyenindendi. Kolaydı sevmeler ben imkansızı seçtim. Ne kadar yakınsam o kadar uzaktın bana. Elimi uzatsam tutabilirdim ama bir o kadar da ulaşılmazdın. Kaçanlardan değildim ben, kaçmadım.

Devamı için tıklayınız




Yalnızmısın sende sensiz gecelerde?
Hiç düşündün mü naparım diye..
Yollardayım evsiz bin dertliyim sensiz

Söyle bana sebepsiz hapseder mi aşk?

Yasak ama sarıl bana

Her tarafımı acıtıyor gece..
İmkansızlıkları düşlüyorum belki de kimbilir..
Umutlarım sokak ortasında delice koşan bir çocuğun vurulup ölmesiydi artık



Uykum uzaklaşıyor bedenimden..
Gözlerimin su yolları taştı..
Göz yaşlarımla söndürüyorum yokluğunun ateşini
Ellerini tutmak aşk hırsızlığına giriyor
Yasak ama ; Sarıl bana !

Buna gerçekten ihtiyacım var..


Şiirin devamı için tıklayınız




Yoldaşım Acılarım... !!


Cebimde ölüme meydan okuyacağım kalemim her saniye vuslatı özletir,
Hüzün doruklarını tırmalayan bir ses yürekleri (ser)inletir,
Tüm iğrelti duruşlarım sergilenir asumanlarda asice /asilce/
Arzularımı kırbaçlıyor şehla bakışlar aynamda /aynam seni gösteriyor göz pınarlarımda/
Gözyaşlarımı saklıyorum kimsecikler anlamasın diye
Sineme çekiyorum aşkın odunu mahzenimde
Kimsecikler görmesin, aşk cemresinde ipimi çeken cellâdı
Ve kimse izimi takip ederek üzerime gelmesin!...

Şiirnin devamı için tıklayınız






Kal deseydin

Senin için bu şarkılar





Ne bahar ne yaz yüreğim derin uykuda
Yaşadım canım yaşamak denirse buna
Bırakın beni bırakın uyandırmayın
Acıyor içim
Uyanırsam ağlarım
Bir gün bitti dedin
Bir daha da gülmedin
Başka dudakların tadını hiç bilmedim
Seni arayıp sormadım
Unuttuğumdan deil

Başka sevdaları gördüğümden değil
Bir daha sewrmiyim hiç kimseyi senin kadar
Sewgilim bilmez misin bu can ardından yas tutar
Bir daha özler miyim hiç kimseyi senin kadar
Sevgilim duymaz mısın senin için bu şarkılar




Sen Yoktun


Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine,
ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim.
Sen yoktun...

Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında. Her köşeyi,
her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya bulanmış
her kaldırım taşında senin adını aradım.
Sen yoktun...

Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı.
Her bir hücremin acısını ta yüreğimde hissederken
beni enkazın altından çekip alacak elini aradım.
Sen yoktun...

Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra,
kimini fısıltıyla söyledim. Karanlığa haykırdım hasretimi.
Sesimi duyacaksın diye bekledim.
Sen yoktun...

Senden gelecek bir tek haberi bekledim. Saatler asırlar gibi geldi,
geçmedi. Çalan her telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen
atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste hep aynı
hayâl kırıklığını yaşadım. Onlar beni duymak istiyordu, bense seni.
Sen yoktun...

Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına
uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun
beni çekip almasını istedim. Olmadı.
Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece
merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye.
Sen yoktun...

Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine. Bulutlar
yalnızlığın işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur olmadı.
Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim.
Hayat; merhaba dedi bahara çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra
gelmez dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm.
Sen yoktun...

Her istasyon her otogar adresim oldu. Bir trenden inersin sandım.
Otobüslerdeki her yolcuya sensin diye baktım. Ya da yolculuklara
vurdum kendimi. Kimsenin uğramadığı köylere, adı duyulmamış
kasabalara gittim. Senden bir iz aradım.
Sen yoktun...

Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda tükettim
bekleyişlerimi. Hep sensiz gemiler geçti limanlardan.
Ben gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim.
Sen yoktun...

Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti, sana
kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin
öyküsünü kimselere anlatamadım.
Nice fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü hayallerimi.
Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz aradım.
İçimi dökecek bir insan aradım.
Sen yoktun...

Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer
birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takıp gelmeni bekledim.
Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir güneş gibi doğup
aydınlatmanı bekledim bu kapkara dünyamı. Ama.
Sen yoktun...



Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Yar - Bora